16 Mayıs 2012 Çarşamba

Kene Isırması-Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı

Kene-Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı
2012 yılının Mayıs ayındayız ve kene ısırmasına bağlı ölüm haberleri gelmeye başladı. Bugün akşam haberlerinde, son bir haftada ölen insanlarımızın sayısının 6 ya ulaştığı söylendi. Şaka değil, bahçede, tarlada çalışırken ya da bir kır gezintisi veya piknik sonrası hayatınızı kaybedebilirsiniz, bu konu hayat memat meselesi bir başka deyişle. O halde ne yapabiliriz, bu derdin çaresi nedir, cevap vermemiz gereken temel soru bu.
Keneler, büyük çoğunluğumuzun ne olduğunu bile bilmediği, genellikle küçük örümceklere bennzeyen canlılar. Farklı renk ve büyüklükte olabiliyorlar ve insanlar dahil diğer canlıların kanını emerek besleniyorlar.
                                          

Dünyanın her yerinde yaşayabilen kenelerin bazı türleri ölümcül Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı virüsünü taşıyor. Virüs taşıyan kene, insan veya hayvandan kan emerken hastalık virüsünü bulaştırıyor.
Hastalık bilinen tarihte ilk defa, 1944 yılında Kırım’da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmış, daha sonra 1956 yılında Kongo’da görülen hastalığın da Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğunun anlaşılması üzerine, bu günkü Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı adını almış.
Ülkemiz, kenelerin yaşamaları için coğrafî açıdan oldukça uygun bir yapıya sahip. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı Ülkemizde 2002 ve 2003 yıllarının bahar ve yaz aylarında görülmüş.
Hastalık daha çok hayvancılıkla uğraşanlarda, mezbaha çalışanlarında ve kırsal alanda yaşayanlarda görülüyor.
Virüs taşıyan kenenin ısırmasından sonraki 1-3 gün içinde, hastalık belirtileri ortaya çıkıyor. Hastalığın belirtileri ateş, kırgınlık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kollarda, bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin bir iştahsızlık şeklinde ortaya çıkıyor. Bazen kusma, karın ağrısı veya ishal olabiliyor. İlk günlerde yüz ve göğüste kızarıklık görülüyor. Bazen kadınlarda vajinal kanama da olabiliyor. Hastalığın kesin teşhisinin yapılabilmesi ancak laboratuar tetkikleri ile mümkün.
KKKA, kişinin virüsü alması halinde ölme ihtimalinin yaklaşık %30 ile %50 arasında olduğu, ölümcül bir hastalık. Ölüm olayları daha çok hastalığın ikinci haftalarında (5-14.gün) görülmekte.
İyileşme genelde hastalığın dokuzuncu veya onuncu günlerinde olmakta.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının bugün için etkili bir aşısı yok. Hastalığın kesin ve etkin bir tedavisi de yok, ancak destek tedavileri uygulanıyor.

KKKA hastalığından korunmak için;
-Keneler genel olarak nisan ve ekim ayları aralığında aktiftirler. Bu dönemlerde dikkatli olunmalı.

-Piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak alanlarda bulunanlar, döndüklerinde mutlaka üzerlerini kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalı.
-Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemeli.
-Ormanlarda çalışan işçiler ve ava çıkanlar lâstik çizme giymeli veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almalı.
-Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan ve hayvan barınaklarından uzak durulmalı.
Riskli yerlerde bulunulması durumunda, vücutta kene olup olmadığı kontrol edilmeli. Vücuda yapışmış kene varsa, kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalı.
-Kenelerde kusmaya sebep olduğundan, vücuda yapışan kenenin üzerine kesinlikle herhangi bir kimyasal madde dökülmemeli. Kene, sigara veya kibrit kullanarak uzaklaştırılmaya çalışılmamalı.
-Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde olmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalı. Kene bulunan hayvan barınakları ilâçlanmalı.
-Gerek insanları gerekse hayvanları hastalığa karşı korumak için "repellent" olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilir.
-Hasta ile temas sırasında mutlaka genel korunma önlemleri (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalı.
-Hastanın kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalı.



Hiç yorum yok: